Tarihin çok eski çağlarında ön Asya'nın birçok bölgelerindeki kavimlerin kullandığı bir yazı şeklidir. Yatay ve dikey çizilmiş çizgilerden meydana gelme bir yazıdır. Çizgilerin ucunda çivi başı gibi üç köşe başlar vardır. Eskiçağ'da yaşamış olan Sümer Uygarlığı'nın bulup, geliştirdiği (i.ö. 3500) bir yazı türüdür. Aşağı Mezopotamya'daki tapınakların yöneticileri tarafından hesap tutmak amacı ile icat edilmiştir. Daha önceleri resim yazısı (bir çeşit Hiyeroglif) kullanmakta olan sümerliler, bu yazı türünü geliştirip daha kullanışlı hale getirdiler ve ortaya "Çivi Yazısı" olarak adlandırdığımız yazı türü meydana geldi. Yazı karekterleri yarım üçgen, birbirine karşı zıt yönde çizilmiş çizgiler, dikey çivi, yatay çivi, aşağı ve yukarı eğik çivi, köşe çengeli, gibi yazılardır. Soldan sağa doğru yazılır. Kil üzerinde bıraktığı izler çivi izine benzediğinden dolayı Arkeologlar tarafından "Çivi Yazısı" olarak adlandırılmıştır. Ortalama iki bin (2000) kadar hece ve kelime işaretine sahip olsa dahi, ortalama bin (1000) kadarı en fazla kullanılanlarıydı.
Çivi yazısı, zamanla oluşan değişiklikler ve eklemeler ile Akadlar, Elamlılar, Babilliler, Asurlular, Hititliler, Urartular ve en son da Pers imparatorluğu tarafından kullanılmıştır. Çivi yazısının çözümü için ilk kez uğraş veren Georg Friedrick Grotefend (1775-1853) adlı bir Alman tarih öğretmeni oldu. Daha sonra İran’da görevli bir İngiliz subayı olan Henry Creswiche Rewlinson (1810-1895), Kirmanşah yakınlarındaki Bisutun (Behiştun) kayalıklarında bulunan Pers Kralı Büyük Darius’a ait kayakabartmasındaki çivi yazılarının çoğunu çözmeyi başardı. Onun açtığı yoldan ilerleyen bilim adamları, kazılar sonunda açığa çıkan çok sayıdaki belge üzerinde çalışarak çivi yazısını çözdüler.
I. binyılda Urartu krallığı, önce asur dili, daha sonra urartu dili yazmak için çivi yazısını benimsedi (IX.-VII. yy.); Elamlılar, Ahemeni krallarının persçe yazıtları için çivi yazısı benzeri işaretlerden oluşan hece yazısını icat ettiler (VII.-IV yy.). Ancak abecenin ve aramcanın gelişmesi karşısında bu kez akkadca kendi ülkesinde ölü bir dil durumuna düştü; bu nedenle, Babil' in son yerli krallığının düşmesinden sonra (i. Ö. 539) çivi yazısı yalnızca aşağı Mezopotamya'nın kutsal kentlerinden bazılarında tutunabildi;burada da i.S. I.yy.'a kadar kaideli rahipler ve kâhinler, bu yazıyı kullandılar. Çivi yazısı uzun bir süre unutuldu, XVIII. yy. ve XIX. yy. bilginlerinin bu yazıları çözebilmesi için dehalarını ortaya koymaları gerekti.
Bugün eldeki en eski çivi yazılı belgeler, Mezopotamya’nın Uruk Kenti’nin IV A tabakasında bulundu ve İÖ 3100 yıllarına tarihlendi.Asya kökenli, tek heceli bir dil olan Sümerce, çivi yazısıyla çok kolay yazılırken aynı yazıyı kullanacak olan toplumların dilleri için uygun bir yazı sistemi olmadı. Bu nedenle çivi yazısını kullanan öteki halklar işaretlerde değişiklikler yaptılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder